TÜRK-İSLAM SENTEZİ

Sevgili Arkadaşlar,

Uzunca bir süredir Türkiye'de (Bu süre Osmanlı İmparatorluğunun belli bir dönemini de kapsıyor bence) Türk-İslam sentezi politikaları uygulanmakta.

Bu politikalar nedeniyle Türkiye'de yaşayan ve Türk-İslam olmayan halkların asimilasyonu için devletin uyguladığı politikalar sonucu Türkiye giderek çok renkliliğini kaybetti ve tek renge dönüştü.

Türk-İslam sentezi ideolojisine göre Türklük ile İslamiyet arasında uyumlu bir ilişki var. Ve Türklük ancak İslam olmak koşuluyla sürdürülebilir.

Ayrıca yine bu ideolojiye göre Türkler, İslamiyete yıkıcı çarpışmalar ve mücadelelerle geçen bir süreçten sonra değil, son derece doğal ve kendiliğinden geçmişler.

Bu ideolojinin devlet tarafından yürütülmesi sonucu ortaya çıkan toplum modeli, yani içinde yaşadığımız toplum modelini tartışmaya açmak istiyorum.

Sevgi ve saygılarımla..

Türk-İslam sentezi bir toplumun içinde yaşıyoruz zaten. Burdaki amaç Türkleri İslamlaştırmak mı? İslamları Türkleştirmek mi? Sanırım ikisi de var.Ve bu ikisinden yapılan çorbayı tüm topluma içirmeye çalışıyorlar.yemek istemeyenin vay haline.
Akılma küçük bir anı geldi. Bir kaç gün önce pazar alışverişi yapıyordum.Orta yaşlı bir kadın elinde bir para kutusu ile dileniyor.Pek de ısrarcı.''Bak kızım bugün cuma hayırlı mübarek gün'' dedi en sonunda bana. Artık kadına nasıl baktıysam, bir de üstüne neden çalışmıyorsun dedim.Dilenmek için insanın en zayıf olan dini duygularını sömürürler ya hep. Bu defa yanlış kayaya çarptın be teyze.İşte her an her yerde bu sentezin örnekleri mevcut.

Bu politika zaten yoksul olan ve kendisini bir çıkmaz içinde gören bireylerde çok iyi tutuyor. Çünkü insan yaşadığı toplumda kendisini anlamlandırmak zorunda.
Aslında hiçbir şey olmadığını düşünen insanlar kendilerini kahraman bir milletin bir ferdi ya da Allahın askeri olarak görmeye başladıkları zaman hayatları da bir anlam kazanıyor, tabii kendilerince..
Konunun bence toplumu oluşturan bireyler açısından açılımı böyle özetlenebilir.

Alıntı :

Yağız
Uzunca bir süredir Türkiye'de (Bu süre Osmanlı İmparatorluğunun belli bir dönemini de kapsıyor bence) Türk-İslam sentezi politikaları uygulanmakta.

türk-islam sentezinin anadoluya gelişi, talas savaşına dayanır, araplar ile çinliler arasında yapılan bu savaş sonucunda çinliler hezimete uğramışlardır ve türklerin yaşadığı yeri ( türkistan ) araplara bırakmışlardır.O dönemlerde emevilerin yıkılmasından sonra kurulan abbasiler türklere göstermiş olduğu yakınlıktan dolayı türkler islama geçmişlerdir ve ilk türk-islam devleti karahanlılardır.O dönemden bugüne devam etmektedir.

Alıntı :

Yağız
Bu politikalar nedeniyle Türkiye'de yaşayan ve Türk-İslam olmayan halkların asimilasyonu için devletin uyguladığı politikalar sonucu Türkiye giderek çok renkliliğini kaybetti ve tek renge dönüştü.

daha tek renk olmadı, olsa hrantar öldürülmezdi.Tek renk olması için çabalar veriliyor.

Alıntı :

Yağız
Ayrıca yine bu ideolojiye göre Türkler, İslamiyete yıkıcı çarpışmalar ve mücadelelerle geçen bir süreçten sonra değil, son derece doğal ve kendiliğinden geçmişler.

evet türk tarihçileri öyle söylüyorlar,yukarda da bahsettim , abbasilerin türklere yakınlık gösterdiği anlatılıyor belkide islama geçmeleri karşılığında onlara vatan vaad etmişlerdir.

Alıntı :

Yağız
Bu ideolojinin devlet tarafından yürütülmesi sonucu ortaya çıkan toplum modeli, yani içinde yaşadığımız toplum modelini tartışmaya açmak istiyorum

Bu ideolojinin , Türkçülük bakımından yararlılığının kaçınılmaz olduğunu düşündükleri ve ırkçı oldukları için bu ideolojiyi yürütmeye çalışıyorlar.Fakat türkiye birçok etnik grubu içinde barındandıran bir ülkedir.Dolayısıyle böyle bir ideoloji diğer etnik gruplar açısından çok tehlikelidir , asimileye sebep olur. Öte yandan türk-islam ideolojisinin devlet politikası haline gelmiş olması , ******ün Laiklik ilkesiyle de bağdaştırılamaz.

Kısacası , Türk-İslam ideolojisi, ayrımcıdır, kan döker, ülkeyi böler ve kesinlikle kabul edilemez...

Bir de ramazan ayları var en bariz yaşanılan.Sanki tüm Türkiye de yaşayanlar için tv.programları, reklamlar, mağaza ve yiyecek dükkanları.. hepsi de kendini ramazana göre ayarlıyor.Biz de onlara ne hissettiğimizi içimizden geçirebiliyoruz ancak.Kimi iş ve toplum ortamlarında söylemek bile aykırılık ya da dışlanmak oluyor.Benim iş yerimde böyle bir sorunum yok ama çoğu yerde durum böyle.

Türk-İslam sentezi ideolojisi daha eskiye dayanmakla beraber, bu görüşün devlet tarafından ciddiye alınarak yürürlüğe konulması 1970'li yıllara dayanıyor.

Bir grup sağcı siyasetçinin desteklediği..Ancak bu ideolojinin hızla ivme kazanması 12 Eylül'e denk gelmekte.
Çünkü 12 Eylül'den önce yükselen halkın muhalefeti elbette devleti ve devletin asıl sahipleri olan yerli burjuvaziyi korkutmuştu. Bu nedenle bu egemen güçlerin bir işaretleriyle harekete geçecek bir toplum oluşturmak onların açısından bakarsak eğer, hiç de fena bir değil.

Yani bu durum, bizler gibi insanlara ters de gelse, birilerinin örgütlediği ve kullandığı bir durumdur.

<BLOCKQUOTE id=4c2aee46>

Ali_Yolcusu demiş ki:

daha tek renk olmadı, olsa hrantar öldürülmezdi.Tek renk olması için çabalar veriliyor.

-Bu ideolojinin , Türkçülük bakımından yararlılığının kaçınılmaz olduğunu düşündükleri ve ırkçı oldukları için bu ideolojiyi yürütmeye çalışıyorlar.Fakat türkiye birçok etnik grubu içinde barındandıran bir ülkedir.Dolayısıyle böyle bir ideoloji diğer etnik gruplar açısından çok tehlikelidir , asimileye sebep olur. Öte yandan türk-islam ideolojisinin devlet politikası haline gelmiş olması , ******ün Laiklik ilkesiyle de bağdaştırılamaz.

Kısacası , Türk-İslam ideolojisi, ayrımcıdır, kan döker, ülkeyi böler ve kesinlikle kabul edilemez...

Doğru, henüz tek renk olmadı. Ama olması için yoğun bir şekilde çalışmaları gerekiyor. Bunun için de asimilasyon şart elbette.


Laiklik ilkesine gelince, bu ülkenin hiç bir zaman ve hiç bir dönemde laik olmadığını düşünüyorum.
Aslında laiklik çok ciddi bir ideolojidir. Laikliğin olduğu ve hayata geçtiği toplumlarda insanların birbirlerine her zaman töleranslı davrandığı gözlemlenir.
Demokrasinin ilk koşuludur laiklik. Temelinde inanç özgürlüğü vardır.

Bu düşünce çok eskilerden de vardı. Yani Osmanlı İmparatorluğunun son 181 yılında yönetimde tebaasındaki cemaati bir millet adı altında toplamak düşüncesi.
Ama bilinen sebeplerden Osmanlı İmparatorluğu bu anlamda başarılı olamadı.
Bizim burda söz konusu ettiğimiz şekliyle Türk-İslam sentezi ideoloji olarak 1970'li yıllara dayanmakla birlikte, 1980'den sonra tam anlamıyla hayata geçirilmeye başlandı.

12 Eylül'e geliyoruz yine.</BLOCKQUOTE>