| ÜLKÜ TAMER | |
|
|
Yazar | Mesaj |
---|
Yağız Forum Bilgini
Mesaj Sayısı : 419 Yaş : 64 Yer : Yedi tepenin dibinden Meslek : ÇEVRECİ İŞÇİ Kayıt tarihi : 25/01/07
| Konu: ÜLKÜ TAMER 25/1/2007, 14:39 | |
| UYKU
Bana çiçek gönderme Bir kuş ağacı gönder Dallarında gezinsin Kül rengi güvercinler
Konsunlar yastığıma Uyutmak için beni Sırtlarında kuş tüyü Gagalarında ninni
Kaldırıp yatağımı Uçursunlar göklere Kendimi yıldızlarda Bulayım birdenbire
Bana çiçek gönderme Bir kuş ağacı gönder Alnıma dokunanlar Iyileşmiş desinler | |
|
| |
Yağız Forum Bilgini
Mesaj Sayısı : 419 Yaş : 64 Yer : Yedi tepenin dibinden Meslek : ÇEVRECİ İŞÇİ Kayıt tarihi : 25/01/07
| Konu: Geri: ÜLKÜ TAMER 25/1/2007, 16:58 | |
| ÜŞÜR ÖLÜM BİLE
Bir ormanda tutup onu Bağladılar ağaca Yumdu sanki uyur gibi Gözlerini usulca
Bir soğuk yel eser Üşür ölüm bile Anlatır akan kanı Beyaz sesiyle
Diz çöktüler karşısında Sonra ateş ettiler Parçalanan yüreğine Yuva kurdu mermiler
Bir soğuk yel eser Üşür ölüm bile Anlatır akan kanı Beyaz sesiyle
Gelip kondu bir güvercin Ellerine o gece Kırmızı bir çelenk oldu Bileğinde kelepçe
Bir soğuk yel eser Üşür ölüm bile Anlatır akan kanı Beyaz sesiyle | |
|
| |
Yağız Forum Bilgini
Mesaj Sayısı : 419 Yaş : 64 Yer : Yedi tepenin dibinden Meslek : ÇEVRECİ İŞÇİ Kayıt tarihi : 25/01/07
| Konu: Geri: ÜLKÜ TAMER 25/1/2007, 16:58 | |
| YAZMASINDA
Yazmasında bozkır uzanır. Acısını dolar saçlarına. Kasketinde kar ateşi. Agilinde kurşun anısı taşır.
Arkadaştır Doğan günle, batan günle Güneşin her türlüsüyle Ayın hilâliyle, ondördüyle Gökte kalanıyla yağmurun Selin savrulanıyla Dikenin tırnak kadar gölgesiyle Irmağın parmak kamaştıran taşıyla Arkadaştır dağın efsanesiyle.
Mintanında sürüler otlar. Rüzgârı yerleştirir derisine. Yakasında küf böceği. Sakosunda bebe kaçağı taşır.
Kardeştir Kuzuyla, canavarla Yol tüketen merkeple Devenin resmiyle, kendisiyle Kanat vuran sevdasıyla şahinin Cerenin türkülenmiş sesiyle Kumrunun dem çekeniyle Yaralı toynağıyla atın Kardeştir Şahmeran'ın masalıyla.
Çarığında sabır taşı büyütür. Tohum eker ayağına. Çorabında dut kurusu. Şalvarında mayın tarlası taşır.
Candaştır Sabah gözleyen nineyle İstasyon görmüş oğulla Tükenen tarhanasıyla gelinin Sağdıcın borç bulanıyla Komşunun ağıt dokuyanıyla İçine ağu katılmış tuzla Alın yazısını çatlatan kuraklıkla Candaştır elinin emeğiyle.
Şiir bilmez, ama şiirin hasını taşır. | |
|
| |
Yağız Forum Bilgini
Mesaj Sayısı : 419 Yaş : 64 Yer : Yedi tepenin dibinden Meslek : ÇEVRECİ İŞÇİ Kayıt tarihi : 25/01/07
| Konu: Geri: ÜLKÜ TAMER 25/1/2007, 16:59 | |
| Geceleyin karanlıkta Suya attım ben sesimi Türkü oldu birdenbire Denizinden geçen gemi.
Geceleyin karanlıkta Gülümsedim buluta ben Saçlarına düşen yağmur Gökkuşağı oldu birden
Geceleyin karanlıkta Yıldız tuttum gök içinde Işığını sana vurdu Bir gül açtı yüreğinde | |
|
| |
Yağız Forum Bilgini
Mesaj Sayısı : 419 Yaş : 64 Yer : Yedi tepenin dibinden Meslek : ÇEVRECİ İŞÇİ Kayıt tarihi : 25/01/07
| Konu: Geri: ÜLKÜ TAMER 25/1/2007, 16:59 | |
| Al, şapkam senin olsun, Ben belki de ölürüm, Mavi bir keten gömlek, Parmağımda yüzüğüm.
Mısır dök saçlarıma Sırayla güvercinler Dalgın bir ipe konup Biraz dua etsinler
Çünkü bitiyor şapkam, Al, o da senin olsun; Bir ağaç çiz duvara, Duvar üç metre olsun.
Serçe kanıya beni Usanınca silersin, Kalbinde bir kurdele Buna bağlamak için.
Bu benim hasır şapkam İçinde darağacı; Sanki bir gömlek değil Mavi keten ağacı | |
|
| |
Yağız Forum Bilgini
Mesaj Sayısı : 419 Yaş : 64 Yer : Yedi tepenin dibinden Meslek : ÇEVRECİ İŞÇİ Kayıt tarihi : 25/01/07
| Konu: Geri: ÜLKÜ TAMER 25/1/2007, 17:00 | |
| Mektupsuz koma beni denizi deniz yapan sensin, ormanı orman yapan sensin, sensin tezgahta kan dokuyan gözlerinde serçeler yanan bir aşktan bir dünya kuran sensin.
Samanyoluna karışır gün ortasında attığın çığlık, hafta sonunda yaktığın ağıt, tabutların ardında yürüdüğün yol, koparıp yüreğine attığın başak..
Mektupsuz koma beni, Yılların sana öğrettiğini sen de bana öğret, parmaklarının gölgesini gönder. | |
|
| |
Yağız Forum Bilgini
Mesaj Sayısı : 419 Yaş : 64 Yer : Yedi tepenin dibinden Meslek : ÇEVRECİ İŞÇİ Kayıt tarihi : 25/01/07
| Konu: Geri: ÜLKÜ TAMER 25/1/2007, 17:00 | |
| Öğren bu adları unutma: Augusto Pinochet, Gustavo Leigh, Jose Toribino, Cezar Mendoza, Unutma bunların hiç birini.
Korurlar özgürlüğü, demokrasiyi, Sonradan bombalayabilmek için. Yakıt yerine dolar kullanırlar uçaklarında. Villaları vardır, Pıhtıdan yapılmış kasalarıdır ülkenin; yüzme havuzları vardır, Onların acılarından içki damıtırlar, Onların buğdayından gül yetiştirirler, Altın kemikler bekler hepsi, Unutma bunların hiç birini.
Şapkasını bırakıp olduğu yerde Onurunu alıp giden Allende’yi unutma. | |
|
| |
Yağız Forum Bilgini
Mesaj Sayısı : 419 Yaş : 64 Yer : Yedi tepenin dibinden Meslek : ÇEVRECİ İŞÇİ Kayıt tarihi : 25/01/07
| Konu: Geri: ÜLKÜ TAMER 25/1/2007, 17:10 | |
| Karacaoğlan’a
Seher yeli çık dağlara Güneş topla benim için Haber ilet dört yana Güneş topla benim için
Umutların arasından Kirpiklerin karasından Döşte bıçak yarasından Güneş topla benim için
Yazdan kıştan ilkbahardan Mahsuplardan dört duvardan Doludizgin sevdalardan Güneş topla benim için
Seheryeli yar gözünden Havadaki kuş izinden Geceleyin gökyüzünden Güneş topla benim için | |
|
| |
Yağız Forum Bilgini
Mesaj Sayısı : 419 Yaş : 64 Yer : Yedi tepenin dibinden Meslek : ÇEVRECİ İŞÇİ Kayıt tarihi : 25/01/07
| Konu: Geri: ÜLKÜ TAMER 25/1/2007, 17:11 | |
| MEMİK’E AĞIT
On dört yaşım diken ile kaplanmış Göz ucuma karıncalar toplanmış Kurşun gelmiş kaşlarımın üstüne Alın yazım okur gibi saplanmış
Uyu Memik oğlan uyu Öte gecelerde büyü
Dağı dağa kavuşturan ben idim Suyu suya eriştiren can idim Yükledim mi Humanız’dan kaçağı Gece vakti ışılayan gün idim
Uyu Memik oğlan uyu Öte gecelerde büyü
Kar üstüne düşer serçe çıt diye Kanatları parça parça çıt diye Dokandın mı bir ucuna kırılır Can dediğin cansız sırça çıt diye
Uyu Memik oğlan uyu Öte gecelerde büyü | |
|
| |
Adonis Yenı Uye
Mesaj Sayısı : 5 Yaş : 54 Meslek : Sekreter Kayıt tarihi : 26/01/07
| Konu: İLKBAHAR 31/1/2007, 18:38 | |
| Biliyorum seni ilkbahar aldı, Koluna takip yağmurun evine götürdü, gece yatısına bıraktı. Uyku tutmadı seni,
yastığının içindeki rüzgârı seyrettin bütün gece, sabaha karşı bahçeye çıktın, dağlardaki kaldırım taşlarına verdin kulağını güneşin sesini bekledin.
Yavrum, yavrum, güneşler de doğar, her sokak başında bir güneş doğar,
çocuklar yollarda sensiz doğar. | |
|
| |
Adonis Yenı Uye
Mesaj Sayısı : 5 Yaş : 54 Meslek : Sekreter Kayıt tarihi : 26/01/07
| Konu: ŞAŞIBEY'E MANİLER 31/1/2007, 18:50 | |
| Başında poşusu var
Gözünde şaşısı var
Kanmayın beyliğine
Onun da paşası var.
Dağ düzünde dolanır
Sabah akşam ilenir
Besni’den kemik duysa
Harkete’den yalanır.
Bir bakar, iki görür
İki de teki görür
Gökte güneş görmez de
Üzümde leke görür.
Evinin önü pınar
Parmağın bala banar
Sofralara çeker de
Gizlide adam sınar
Aşı küncülü ekmek
Üstü incili ekmek
Önümüze attığı
İçi sancılı ekmek
Gün olur harman olur
Bizde de derman olur
Şaşıbey’in beyliği
Boynuna ferman olur. | |
|
| |
Yağız Forum Bilgini
Mesaj Sayısı : 419 Yaş : 64 Yer : Yedi tepenin dibinden Meslek : ÇEVRECİ İŞÇİ Kayıt tarihi : 25/01/07
| Konu: SIRAGÖLLER 1/2/2007, 22:38 | |
| Haşhaş tarlaları arasından geçeceksin Beyaz ve mor haşhaşları havaya savurarak Yeni bir afyon bulacaksın kendine İşte o zaman beni unutma, Şairini, onun şiir yazan ellerini, İçine dizilen sıra gölleri, Kendi kendine konuştuğun seni, Herşeyi, hiçbir şeyi unutma. Zakkumlar arasından bir şehre gireceksin. Aşk şiirleri, tabiat şiirleri, tarih şiirleri düşünerek Bir dinamit yapacaksın kendine Korkma, ateşle onu, Öldürecek nice balıklar var sularında, Patlamayla dirilecek nice balıklar vardır. İşte o zaman an beni, yaşa beni, İşte o zaman beni unutma. Hatırlanacak çok hüzünler bulacaksın, Onların tohumunu havaya savurarak, Uzun bir yolculuk yaratacaksın kendine, Herşeyin, hiçbir şeyin yolculuğu, İşte o zaman an kendini, Kıyılarda bile boğulan seni. Bir saz kuşu olarak gezinen hayaletini Çeliğinden kemik oyan gövdeni. İçinde bir kaçakçı yaşar senin, Kayıkla dolaşır göllerinde, Beynine tabanca ve şiir satar, O kaçakçının bakışını sakın unutma. | |
|
| |
| ÜLKÜ TAMER | |
|