|
| CEZMİ ERSÖZ | |
| | Yazar | Mesaj |
---|
ROSE Guvenilır Üye
Mesaj Sayısı : 190 Yaş : 39 Yer : dünya Meslek : öğretmen Kisiel Rutbe : sürgün Kayıt tarihi : 25/01/07
| Konu: CEZMİ ERSÖZ 25/1/2007, 17:41 | |
| ACIYLA ERİR YÜZÜNE AŞIK ÇOCUK
Ne zaman yüzüne baksam yalnızlığın o mutlu gerilimi
O öksüz göl hızla derinleşir biliyorum,acılarım hiç bitmeyecek,bu öyle bir yeşil
Ne zaman gözlerinin içine baksam,biliyorum ikimizi de aşar,o kapının ardındaki masal bense yüreğimin bu hallerinden korkar,kalırım bir hız trenine bindirilmiş küçük bir çocuk gibi geçip giden yüzlerine bakar kalırım
Ömrün kısalığı çarpar camlara ateş hızla yayılır içerilere
Akşam olur,evler dolar boşalır acıyla erir,yüzüne aşık çocuk
Ne zaman gözlerinin içine baksam,bliyorum İkimizi de aşar,o kapının ardındaki masal | |
| | | ROSE Guvenilır Üye
Mesaj Sayısı : 190 Yaş : 39 Yer : dünya Meslek : öğretmen Kisiel Rutbe : sürgün Kayıt tarihi : 25/01/07
| Konu: Geri: CEZMİ ERSÖZ 25/1/2007, 17:42 | |
| ?
Ne zaman yüzüne baksam yalnızlığın o mutlu gerilimi
O öksüz göl hızla derinleşir biliyorum, acılarım hiç bitmeyecek, bu öyle bir yeşil
Ne zaman gözlerinin içine baksam, biliyorum ikimizi de aşar, o kapının ardındaki masal bense yüreğimin bu hallerinden korkar, kalırım bir hız trenine bindirilmiş küçük bir çocuk gibi geçip giden yüzlerine bakar kalırım
Ömrün kısalığı çarpar camlara ateş hızla yayılır içerilere
Akşam olur, evler dolar boşalır acıyla erir, yüzüne aşık çocuk
Ne zaman gözlerinin içine baksam, bliyorum İkimizi de aşar, o kapının ardındaki masal | |
| | | ROSE Guvenilır Üye
Mesaj Sayısı : 190 Yaş : 39 Yer : dünya Meslek : öğretmen Kisiel Rutbe : sürgün Kayıt tarihi : 25/01/07
| Konu: Geri: CEZMİ ERSÖZ 25/1/2007, 17:43 | |
| ARKADAŞLIK HATALARI
Düşkün bir prenstin muhtaç kalmıştın bu dünyada görünmeye bitmeyen arzularına muhtaç kalmıştın
Sadece fakir biriydin sana göre beni görünce öylesine kaptırmştın ki o eski muhteşem günleri anmaya fark edememiştin beni
Yine de küllerini getirdin bana bu kayıp dünyanın sayıklıyan tarihine benimle geçmek istedin...
Oysa düşkünde olsalar prensesler iyi bilmeliydi kimlerle tarihe geçeceklerini vurulmuş bir insanla kurtulmayı düşlemenin onu bir kez daha vurmak oldugunu...
Hem artık sayıklayan tarihin bile çok vakti yoktu düşkün prenseslerin arkadaşlık hatlarını bağışlamaya... | |
| | | ROSE Guvenilır Üye
Mesaj Sayısı : 190 Yaş : 39 Yer : dünya Meslek : öğretmen Kisiel Rutbe : sürgün Kayıt tarihi : 25/01/07
| Konu: Geri: CEZMİ ERSÖZ 25/1/2007, 17:43 | |
| ARTIK SOKAĞA ÇIKABİLİRSİN
Evine çağırdın ilkyaz sevinçlerini çocukluğuna Yırtıldı gözlerin, içine hayat doldu o karanlık ışık... Yükün yok artık her sabah hoyrat bir özgürlük uyandırıyor seni...
Kalbinde herşey eşitlendi Haz ve sıkıntı Boşluk ve güven Hasret ve ölüm Gözlerine hastalıklı bir güzellik geldi
Şimdi acı çeken yanınla bile alay ediyorsun...
Kalbine çağırdın herkesi Kendini bile Artık sokağa çıkabilirsin Ömründen düştün kendini | |
| | | ROSE Guvenilır Üye
Mesaj Sayısı : 190 Yaş : 39 Yer : dünya Meslek : öğretmen Kisiel Rutbe : sürgün Kayıt tarihi : 25/01/07
| Konu: Geri: CEZMİ ERSÖZ 25/1/2007, 17:44 | |
| AŞK OLSA GEREK
Öyle tutkuluydun ki hayata başlarken... Şimdiyse küçücük bir çiçek teselli ediyor seni... Aradaki o büyük boşluğun adı, aşk olsa gerek... | |
| | | ROSE Guvenilır Üye
Mesaj Sayısı : 190 Yaş : 39 Yer : dünya Meslek : öğretmen Kisiel Rutbe : sürgün Kayıt tarihi : 25/01/07
| Konu: Geri: CEZMİ ERSÖZ 25/1/2007, 17:44 | |
| AŞK VE YURTSUZLUK
Usul usul azalıyordu sevgisi,kalbi soğuyordu... Aynı masada,yanyana oturuyorduk,ellerinden tutuyordum...Akıntıya kapılmış bir çiçek gibi bilmediğim,bilmediği uzaklıklara doğru gidiyordu...Öyle acı çekiyordu ki sevgisinin azalmasından...Seni artık özlemiyorum,eskisi gibi içimi acıtmıyorsun,bu benim için ne büyük acı biliyormusun,derken sesi titriyordu.
Dalından kopmuş bir çiçek gibi unutuluş denizinde usul usul sürükleniyordu...Sevgimiz yurtsuz kalmıştı şimdi... Can çekişen bir hastayı ölümüne hazırlar gibi, nefesimi tutmuş saçını okşuyordum durmadan... Sevgisi,yaralanmış çocukluğumuzu ve dünyayı değiştirmeye yetmemişti. Hayal kanatları yanmış sevgisini öksüz kalan sevgime kattım.Sevgisi biterken gözlerime son bir kere baktı.İnanmıştı çektiğim ıstıraba...
Son anda sarıldı bana: Hadi,sen de benimle gel,birlikte karışalım kayboluşa,dedi. Yapamam,dedim,istesem de yapamam.Bu sevginin ömrünü beklemeliyim... Bu sevginin beni ******ürdüğü yere kadar gitmeliyim... İçimde sırrın,kimseye benzemezliğin sızısı,yarım kalan yolculuğun aşk yüzlü çocuğu var...
Sevgisi soğurken son tesellisi,son kıskançlığı,son umudu bu olmuştu... | |
| | | ROSE Guvenilır Üye
Mesaj Sayısı : 190 Yaş : 39 Yer : dünya Meslek : öğretmen Kisiel Rutbe : sürgün Kayıt tarihi : 25/01/07
| Konu: Geri: CEZMİ ERSÖZ 25/1/2007, 17:45 | |
| AŞK KARARMAK ÜZEREDİR ODANDA
Eski bir Türkçe kitabında rastladım sana. Sırtın pencereye dönüktü, odan kararmak üzereydi, usulca öne düşmüştü başın yorgun bir düşü taşıyordun omuzlarında.
Birini bekliyordun, kendini bekler gibi...
Ne zaman aşkın adı geçse sen gelirsin aklıma... Sırtın pencereye dönük, başın öne düşmüş, bir inanç titreşir, yaralı, yorgun omuzlarında
Ne zaman adın geçse eski bir Türkce kitabında aşk kararmak üzeredir odanda. | |
| | | ROSE Guvenilır Üye
Mesaj Sayısı : 190 Yaş : 39 Yer : dünya Meslek : öğretmen Kisiel Rutbe : sürgün Kayıt tarihi : 25/01/07
| Konu: Geri: CEZMİ ERSÖZ 25/1/2007, 17:46 | |
| AŞKTA YARIN YOKTUR SEVGİLİ
Aşk bu dünyanın ölçüleriyle açıklanamaz sevgili. O ilkel bir acıdır, yaban bir ağrıdır. Gelir ve içimizdeki o çok eski bir şeye dokunur. Sonra bir perde açılır ve yolculuk başlar. Bu yolculukta artık para, tarifeler, beklentiler, randevular, taksitler, iş, anneler ve korkular yoktur. Aşkın kendi gerçekliği vardır sevgili. İnsan bir başka ışığa teslim olur... Aşkta yarın yoktur sevgili. Zaman ileri doğru değil, içeri, yüreklere, derinlere doğru işlemeye başlar, bilgeleşir. Hiç bilmediği sezgileriyle buluşur. Yükü çok ağırdır, kendiyle buluşmuştur. Hem dışındadır dünyanın, hem de ortasında.
Hindistan'da Ganj Nehri'nin kıyısında yakılan yoksul adamın hissettikleri de onunladır, yitirdikleri de... Newyork'ta, bir sokakta, o kartondan kulübesinde yaşayan kadının çıplak yalnızlığı da. Her şey onunladır, ona emanettir sanki, ama o, çıldırtıcı bir yalnızlık içindedir yine de...
Aşkın kültürlü olmakla, bilgili olmakla da ilgisi yoktur sevgili, kanımıza karışan ilkel acı, o yaban ağrıyla hiçbir kitabın yazmadığı hakikatlere daha yakınızdır, inan... Kim demişti hatırlamıyorum, aşk varlığın değil, yokluğun acısıdır diye. Belki de bu yüzden ilk gençliğimde, o yoğun aşık olduğum yıllarda, gözüme uyku girmez, dudağımda bir ıslıkla bütün gece şehri, o karanlık, o hüzünlü sokakları dolaşır, insanları uykularından uyandırmak isterdim. Uyanıp, içimde derin bir sızıyla uyanan o derin sancının acısına ortak olsunlar diye...
Aşk çok eski bir şeydir sevgili. Onun içinden o çileli çocukluğumuz geçer. Sevdiğimiz insanların çocuklukları da... Oradan üvey anneler, eksik babalar, parasız yatılılar geçer. Ve sonra aşk bütün bunları alır, daha da eskilere gider, hep o ilkel acıya, o yaban ağrıya...
İnsan bazen nedensiz yere umutsuzluğa kapılır. Kimselere veremez sevgisini, kimselere kendini anlatamaz, evlere kapanır... Bazen denizler, kıyılar çeker insanı. İnsan bu kapılmayı anlayamaz, oysa çok eski bir yerde yaşanmasından korkulup vazgeçilmez aşkların sızısıdır bu. Bu sızı, bu yenilgi mevsimlerle yıllarla devredilir başka insanlara... Bir insanın yaptığı bir hatanın tüm insanlara yayılması gibi...
İşte şimdi biz de sevgili, ya olmadık zamanlarda umutsuzluğa kapılıp, soluğu evlerde alacağız, ya da denizler, kıyılar çekecek bizi. Nasıl biz başkalarının korkaklığını taşıyorsak, başkaları da bizim korkaklığımızı taşıyacak, yenilgimizi, umutsuzluğumuzu...
Birazdan sabah olacak... Para, tarifeler, beklentiler, randevular, taksitler, iş, anneler ve korkular başlayacak... Bunlar varsa ve bizim için geçerliyse aşk yoktur ve hiç olmamıştır sevgili. Birbirimizi kandırmayalım...
Hadi güne hazırlan. Yaşadıklarımızı unutmaya çalış. Aşk bize güvenip verdiği büyüsünü, sırlarını, cesaretini, bilgeliğini ve o ilkel, o yaban ağrısını geri alacak. Bunlar olurken içimiz bir an çok üşüyecek, sonra geçecek...
Hadi, oyalanma birazdan yarın olacak...
Aşkta yarın yoktur sevgili... | |
| | | ROSE Guvenilır Üye
Mesaj Sayısı : 190 Yaş : 39 Yer : dünya Meslek : öğretmen Kisiel Rutbe : sürgün Kayıt tarihi : 25/01/07
| Konu: Geri: CEZMİ ERSÖZ 25/1/2007, 17:47 | |
| AŞKTAN NEFES ALAMADIĞIM O YERDE
Çocukluğumun bahçesiydin sen bütün bilinen mutluluklardan uzakta, o sarışın akşam üstlerinde, ıstırabın eşiğinde... Nefesim sıkıştığında seni sevmekten ömrünü okurdum o acı neşede, boşalırdı ağzımdan o kanlı nefes sonra çok özlendiği için acımasızca talan edilen her baharda dönerdim oraya... O sarışın akşam üstleri hiç gitmediğim uzaklardan döndüğüm yer olurdu... Bilinen bütün mutluluklardan uzakta kalırdım orada, kalırdım çocukluğumun bahçesinde, aşktan nefes alamadığım o yerde... | |
| | | ROSE Guvenilır Üye
Mesaj Sayısı : 190 Yaş : 39 Yer : dünya Meslek : öğretmen Kisiel Rutbe : sürgün Kayıt tarihi : 25/01/07
| Konu: Geri: CEZMİ ERSÖZ 25/1/2007, 17:47 | |
| AYNA..
aynaya bakma sakın ve saçlarına dokunma. Rüzgara sesin Geceye kokun düşmesin. Sen bu bahar bir başka düşe gir daha sığ ırmakların olsun ve açık mavi denizin beni unuttuğun anılarına sar ki başka sızılara bulanayım. | |
| | | ROSE Guvenilır Üye
Mesaj Sayısı : 190 Yaş : 39 Yer : dünya Meslek : öğretmen Kisiel Rutbe : sürgün Kayıt tarihi : 25/01/07
| Konu: Geri: CEZMİ ERSÖZ 25/1/2007, 17:48 | |
| BİR DAHA UYANMAZDIN
Martıların sana doğruyu söyleyecekti arzu tramvaylarına binmeseydin Acıların seni yeni bir şehre ******ürecekti Yürüyüşüne vurulmasaydın... Tuhaf, ele geçmez, tehlikeli bir hayvandın Şehrin yaban adamları sana öyle bakmasaydı uyur, bir daha uyanmazdın... | |
| | | ROSE Guvenilır Üye
Mesaj Sayısı : 190 Yaş : 39 Yer : dünya Meslek : öğretmen Kisiel Rutbe : sürgün Kayıt tarihi : 25/01/07
| Konu: Geri: CEZMİ ERSÖZ 25/1/2007, 17:48 | |
| BİR PUSU DÜZENLİYOR HERŞEYİ
Aşk değil bu merhamet akşamın durmayan atlarından anlıyorum bunu zaman boşluklarında dönmeyen başımdan
İki sayıklama arasına bir günü sıkıştırıyorum
Biliyorum, aşk değil bu merhamet sözgelimi bir tramvay özlüyor beni zihni karışıyor bir ırmağın denizin çukurlarına saklamak geliyor içimden bütün çalar saatleri...
Çünkü bir pusu düzenliyor her şeyi av ve ölüm mevsimlerini
Bense yanımda huysuz bencil bir çocuk bir ikindi vakti açık bırakılmış o pencereyi düşlüyorum
Yavaş yavaş ölüyor bütün romantikler hızla iyileşmiyor aşk yaraları... | |
| | | ROSE Guvenilır Üye
Mesaj Sayısı : 190 Yaş : 39 Yer : dünya Meslek : öğretmen Kisiel Rutbe : sürgün Kayıt tarihi : 25/01/07
| Konu: Geri: CEZMİ ERSÖZ 25/1/2007, 17:49 | |
| BİR HAYALET
Bitaneme
Bir tek seni sevdiğim doğruydu... Ve bu doğru yüzünden hayatım yalana battı... Sen beni dışladığından beri beni sevenlere bir hayalet hediye ettin... Tepeden tırnağa aşka,tepeden tırnağa özleme batmış bir hayalet... Kimisi senin beni beklettiğin kapıda beni bekledi.Seni beklemekten yorulur, onunla birlikte çekip giderim diye buralardan... Ve ben en çok onların sevgisine inandım.En çok onlara derinden üzüldüm. Ve hep merak ettim, karşılıksız ve onca yıl bir hayaleti nasıl böylesine sevebildiler diye... Dünyanın iyi bir yer olduğuna ve yaşamak için çok sebep bulunduğuna, bu insanların bir hayalete duydukları o akıl almaz, o sonsuz sevgileri yüzünden bir kez daha inandım... Seni unutmak için başladığı her aşkı yine seninle aladatan bir hayalete... Seninle kendini, bütün düşlerini, çocukluğunu, yaşadığı bütün acıları aldatan bir hayalete... Bir tek sana duyduğu sevgisi doğru olan, bu yüzden bütün hayatı bir yalan olan hayalete... | |
| | | ROSE Guvenilır Üye
Mesaj Sayısı : 190 Yaş : 39 Yer : dünya Meslek : öğretmen Kisiel Rutbe : sürgün Kayıt tarihi : 25/01/07
| Konu: Geri: CEZMİ ERSÖZ 25/1/2007, 17:49 | |
| BİRAZ EĞİL
Bu yaz Latince kursuna gitme, beni incele. Seneye uçarsın planörle. Bu yaz boşluğu benim cinnetimde dene... Sana çağdışı bir romantizm getirdim, ilkel bir soyutlama... İşletme tezini sonra verirsin, bu yıkımı kaçırma... Hırslarını yatıştır bir süre için... Biraz eğil, nefesimi dinle, hiç olmazsa, üzülüyormuş gibi yap... Yeniden dönersin eski hayatına, biraz saygı duy, biraz zaman kaybet... Bak beni nasıl zehirleyecek, içinde taşıdığını bile farketmediğin o aşk... Küçümseme, deneyimdir ; soranlara anlatırsın Senin için bu yenilgi, bu dağılıp parçalanma...
Bu yaz Latince kursuna gitme, beni incele... | |
| | | ROSE Guvenilır Üye
Mesaj Sayısı : 190 Yaş : 39 Yer : dünya Meslek : öğretmen Kisiel Rutbe : sürgün Kayıt tarihi : 25/01/07
| Konu: Geri: CEZMİ ERSÖZ 25/1/2007, 17:49 | |
| BOŞLUĞUNU SOLUDUĞUN HAYAT
Öğrendiğin her şey, Susup arkanı döndüğün. Yenildiğini unutup, Güzelliğini sonuna dek yaktığın her şey Seni senden kurtarmıyorsa Ne anlamı var sana hayatının sevgili… Masumiyetin kimi zulümden kurtardı, söylesene Hem bu arzuda onun adı bile geçmez… İstikbalin sıradan bir ayrıntı Bu telaşta… Ne yapsan göğsünde hayatında yabancı bir zaman Birikiyor… Borçlu değilsin ömrüne üstelik… Ama ne yapsan boşluğa açılan Bir kapı oluyor hayat, Ne yapsan büyüyor o boşluk… Ne yapsan suçlu değilsin, Sadece yerçekiminden muafsın… O derin ıstırabınsa Seni hayata alışmaktan koruyor sadece… Oysa bu bile umurunda değil… Geleceğin ellerinde sıcaklığı üşüyen Bir mum sadece…Gördüm… Geleceğin ellerine yapışan o soğukluk… Durmadan ömrüne yapışan o gerçeği soluyorsun sen… Durmadan o aşkı soluyorsun… Durmadan ciğerlerini yakan o büyük soğumayı… | |
| | | ROSE Guvenilır Üye
Mesaj Sayısı : 190 Yaş : 39 Yer : dünya Meslek : öğretmen Kisiel Rutbe : sürgün Kayıt tarihi : 25/01/07
| Konu: Geri: CEZMİ ERSÖZ 25/1/2007, 17:50 | |
| BU KADAR SEVMEDİM Kİ
Dönemem terk ettiğim hiç bir yere Dolaşıp duruyorum sokaklarda Dilimde o son duam Ben hiç kimseyi bu kadar sevmedim ki Sonsuzluk gibi çıkıyordu Bu söz içimden Umutsuz bir yakarış gibi Hiç bitmeyecek bir hasret gibi Ben hiç kimseyi bu kadar sevmedim ki | |
| | | ROSE Guvenilır Üye
Mesaj Sayısı : 190 Yaş : 39 Yer : dünya Meslek : öğretmen Kisiel Rutbe : sürgün Kayıt tarihi : 25/01/07
| Konu: Geri: CEZMİ ERSÖZ 25/1/2007, 17:50 | |
| CANA YAKIN HAYALET OL
Şimdilik beni en son sen ara üzünç meleği dolaşıp dursun odamda.
Kıs omuzlarını, küçült kendini birşey isteme, istemeye yeltenme arzuyu arzulama hoşa görün, hoşa git...incitme incin, içini kanat... Hep acıt kendini Kendini kalabalıklara sun..Boşluğa el salla güleryüzlü ve canayakın bir hayalet ol yüzünü hep onlara tut gözlerini içine çevir nefesini tut ve yaşa
Çünkü bitmedi daha içindeki o büyük hazırlık ve sen sevdikçe...sevdikçe amansız bir sevda halinde birgün ölecek bu kasvet, ölecek benimle birlikte.
Şimdilik beni en son sen ara üzünç meleği dolaşıp dursun odamda. | |
| | | ROSE Guvenilır Üye
Mesaj Sayısı : 190 Yaş : 39 Yer : dünya Meslek : öğretmen Kisiel Rutbe : sürgün Kayıt tarihi : 25/01/07
| Konu: Geri: CEZMİ ERSÖZ 25/1/2007, 17:51 | |
| CEHENNEM MELEĞİ
Gözlerini eksik yaşanmış bir bahar gibi kullan gülüşünü as intihar koğuşlarına çelimsiz ruhlarda erken yağmurlar biriktir nasılsa taşra hep hazırdır aşka
Üzülme, sakın dönme kendine tesellisi ol cehennemin cehennemin son meleği ol
Gözlerini eksik yaşanmış bir bahar gibi kullan gülüşünü as intihar koğuşlarına çelimsiz ruhlarda erken yağmurlar biriktir
Nasılsa taşra hep hazırdır aşka | |
| | | ROSE Guvenilır Üye
Mesaj Sayısı : 190 Yaş : 39 Yer : dünya Meslek : öğretmen Kisiel Rutbe : sürgün Kayıt tarihi : 25/01/07
| Konu: Geri: CEZMİ ERSÖZ 25/1/2007, 17:51 | |
| ÇATLAMAYA KOŞAN AT
Aşk için kötü olmayı seçtim kavuşmaların önünden koştum hep acısını senden çıkarttım içine çekmeye unuttuğun kalbinden
Son gece anladım bu sessizlikten bir yangın kuşu doğacak çatlamaya koşan bir at, hırpalanmış unutmuş yarışı
Aşk için kötü olmayı seçtim sahipsiz yüzlerimin tuzağına düşürdüm seni özlemini büyük tuttum tenimizin uyumundan
Sevdikçe öldüren aşk için kötü olmayı seçtim... | |
| | | ROSE Guvenilır Üye
Mesaj Sayısı : 190 Yaş : 39 Yer : dünya Meslek : öğretmen Kisiel Rutbe : sürgün Kayıt tarihi : 25/01/07
| Konu: Geri: CEZMİ ERSÖZ 25/1/2007, 17:52 | |
| ELLERİN VİTRİNİN DIŞINDA NASIL DA SICAK
Ellerinden utanıyorsun. Benim umutlu olmaktan utandığım gibi... Gösterişli bir vitrin gibisin. Ağladığını bir tek sen biliyorsun Ağladıkça daha da ışıldıyor sahipsiz güzelliğin. Bense hep yoldayım. Evim hiç olmadı. Kaçıyorum... Sahipsiz güzelliğin verdiği acıdan kaçıyorum. Kaçmaktan kaçıyorum. Hiçbir şey istemiyorum. Belki utandığın ellerini sadece... Ellerin vitrinin dışında, nasıl da masum sıcak. Alışmamışım mutlu olmaya ben, Ellerini vitrine koyup, kendimden kaçıyorum | |
| | | ROSE Guvenilır Üye
Mesaj Sayısı : 190 Yaş : 39 Yer : dünya Meslek : öğretmen Kisiel Rutbe : sürgün Kayıt tarihi : 25/01/07
| Konu: Geri: CEZMİ ERSÖZ 25/1/2007, 17:52 | |
| ENGELLENMİŞ KAÇAK
Kırıldığın zaman, çitin ötesindeki insanları düşün, acıları içini ısıtsın, doğrulansın yüzün, gözlerine çekimser bir mevsim süsü ver korkma, kimsenin gözükmez içi...
Hem bak nasıl da harcanıyor dünya aileler...sevgililer...bütün ülke. Üstelik kadının yüzü paramparça kadın kalpten ölecek, o kadına sakın nüfuz etme...
Boğ odana deniz menevişleri getiren kızı vehimlerinden yaptığın sevginle, ufacık sahnelerde büyük öfkeler tasarla, antika bir çerçeve uydur büyük insanlık derdine... Nasılsa çitin ötesi insan dolu, sen gövdeni düşün yalnızca göğsünün en ince yerinde...
Hem bak nasıl da harcanıyor dünya aileler...sevgililer...bütün ülke üstelik kadının yüzü paramparça, kadın kalpten ölecek, o kadına nüfuz etme...
Kış basladı...başlayacak, artık hesaplar açık veriyor, bir isim bulmalısın kendine engellenmiş kaçak... engellenmiş kaçak... | |
| | | ROSE Guvenilır Üye
Mesaj Sayısı : 190 Yaş : 39 Yer : dünya Meslek : öğretmen Kisiel Rutbe : sürgün Kayıt tarihi : 25/01/07
| Konu: Geri: CEZMİ ERSÖZ 27/1/2007, 19:58 | |
| ESKİ BİR KADINSIN SEN Eski bir kadınsın sen, aşkı öğretmek için tekrar tekrar dirilen...
Ölümünü bekletiyor şimdi seninle sevdası yarım kalmış ömürler.
Boğulmuş ve kanla karışmış yüzü denizin sevginle duruluyor...
Aşk, unutulmuş bir sanat gibi, ağırbaşlı bir çileyle öğreniliyor şimdi
Eski bir kadınsın sen, aşkı öğretmek için celladını tekrar tekrar dirilten... | |
| | | ROSE Guvenilır Üye
Mesaj Sayısı : 190 Yaş : 39 Yer : dünya Meslek : öğretmen Kisiel Rutbe : sürgün Kayıt tarihi : 25/01/07
| Konu: Geri: CEZMİ ERSÖZ 27/1/2007, 19:59 | |
| GEL... Biliyorum, konuşacak birşeyimiz yok Ama yine de gözlerini al gel Elindeki yarayı, suskunluğunu, acemiliğini Beni biri severse inanmam Seni biri severse utanırsın Bilmediğin bir hastalığa acımak gibi bile olsa gel Biliyorum konuşucak bir şeyimiz yok Ama ızdırabım sende, mutlaka al da gel... | |
| | | ROSE Guvenilır Üye
Mesaj Sayısı : 190 Yaş : 39 Yer : dünya Meslek : öğretmen Kisiel Rutbe : sürgün Kayıt tarihi : 25/01/07
| Konu: Geri: CEZMİ ERSÖZ 27/1/2007, 20:00 | |
| GÖZLERİME BAK KIR BENİ Soğuktan korkarsan küflenmiş gümüşle kaplanır bedenin Kendine kışkırtılırsın çiçekli mağarayı unutursan. Sana ikindi odaları yok anarşist ruhunu taşıyamazsan Kalbin gözlerini örterse flamalar düşer yerinden Yüzeyde kalır sevgin kendini abartırsan...
Yağmurdan korursan sedeflerini kısalır ve karışır yollar. Haksız olur hep güneşe uçan kız kumların altında saklı kalır benlerin.
Şımart içindeki sızıyı büyüklerin erişemeyeceği o yerde kal. Bırak içindeki kuş sadece ellerinle konuşsun...
Kendini dokunulmaz bir güzel bulursan büyükler erişir sana Eğer irkilirsen yılanların çığlığından dünyayı kabullenirsin; dünya ki sıkıntı, kasvet, zehir...günaşırı intihar...
Hadi önce benimle başla, gözlerime bak, kır beni yoksa...yoksa 'çaylar içine buz gibi akar' | |
| | | | CEZMİ ERSÖZ | |
|
| Bu forumun müsaadesi var: | Bu forumdaki mesajlara cevap veremezsiniz
| |
| |
| |