|
| DİNK CİNAYETİNDEN SONRA OLUŞAN ORTAM | |
|
+10ZOZANB nesli_ eylüleren Yağız ROSE DEVRİM Serkan_Devrim Son Yaprağıydı Ali_Yolcusu pastoralsenfoni 14 posters | |
Yazar | Mesaj |
---|
ZOZANB Kıdemli Uye
Mesaj Sayısı : 234 Yaş : 114 Yer : BAZAN ORDAN BAZAN BURADAN Meslek : BEKLEMEK Kisiel Rutbe : DÜNYA HEP ALEVİLERLE GÜZEL Kayıt tarihi : 25/01/07
| Konu: Sabahattin Ali ile Dink’in ortak kaderi 1/2/2007, 16:59 | |
| Sabahattin Ali dosyası kapanıp üzerine korku tohumları ekilmeseydi, sonraki siyasi cinayetlerin üzerine cesaretle gidilseydi Türkiye bugün canilerin kahraman gibi gezdiği bir ülke olur muydu?
29 Ocak 2007 Pazartesi
FİLİZ ALİ
1948’de Sabahattin Ali’yi öldüren katil mahkemeye verdiği ifadede “...milli hislerim galeyana geldi, Sabahattin Ali’yi öldürdüm” diyor ve devam ediyordu: “Bu işi vatani vazife olarak yaptım. Eğer Ali kaçsaydı, bu memlekete çok fenalık yapacaktı.” Yazarın katili bu sözleri yaklaşık 60 yıl önce söylemişti. Hrant Dink’in katili de “milli hisleri galeyana geldiği” için öldürmedi mi tanımadığı, hiçbir yazısını okumadığı Hrant Dink’i?
Fikre karşı küfür Sabahattin Ali’yi bu ölüm yolculuğuna çıkaran Markopaşa gazetesinin macerasıdır bir bakıma. Gazetenin ilk sayısı 25 Kasım 1946’da çıkmış, daha ikinci sayısında dağıtıcıları tehdit edilmiş ve gazete dağıtılamamıştı. Dağıtım elden yapıldı ve bir günde 4 bin adet satıldı. 16. ve 17. sayılarının alt başlığı “Muharrirleri polis nezaretine alınmadığı ve hapse girmediği zamanlarda çıkar” idi. 22. sayı toplatıldı. Ali ve diğer yazarlar, Malûmpaşa, Merhumpaşa ve Ali Baba adlarıyla devam ettiler. 1947 Aralık’ında çıkan son sayıdan sonra davalar ve mahkûmiyetler dolayısıyla Markopaşa, Merhumpaşa olarak hayata veda etti. Sabahattin Ali, 1 Kasım 1947’de, yani öldürülmesinden 1 yıl önce Merhumpaşa gazetesinde şöyle diyordu: “Bir yıldan beri bu gazetede türlü fikirler ortaya attık. Bu fikirler yüzünden türlü hücumlara uğradık. İsterdik ki, bize hücum edenler, karşımıza, yani halkın önüne yine birtakım fikirlerle çıksınlar. Ne gezer! Onlar sadece sövmüşler. (...) yurdun dört bucağında çıkan bir sürü gazete ve dergide, aleyhimize üç yüzden fazla yazı çıkmış... Bir tekinde olsun, bir tek fikrimiz, bir tek satırımız ele alınıp, çürütülmemiş. Sadece küfredilmiştir.
Bolşevik ajanı dediler Demişiz ki: Bu memleketin istiklali her şeyden üstündür. Milletin oluk gibi kan akıtarak kazandığı bu istiklali, siyasi oyunlara alet edip elden kaçırmayalım. Sömürücü devletlerin elinde oyuncak olmayalım! Cevap vermişler: Hain, satılmış, Bolşevik ajanı! (...) biz demişiz ki: Yıllardan beri arkası gelmeyen dalavereler, arsa oyunları, memleket dışına para kaçırma rezaletleri, esrarı çözülmeyen cinayetler, millet malı soygunculukları alıp yürümüştür... Bu gidişatın sonu hayra çıkmaz. Cevap vermişler: Müfsit (ara bozucu), tezvirci (yalancı), komünist!” İstanbul’da haftada bir çıkan siyasi mizah gazetesi aleyhinde Türkiye çapında örgütlenmeyi kimler düzenledi sorusu takılıyor insanın aklına. Tıpkı Dink ve Agos hakkında örgütlenen tehdit ve küfür seli gibi. Son yazılarından biri olan ve bütün Sabahattin Ali’yi anma toplantılarında okunan ünlü başyazısı şu cümleyle başlar: “Namuslu olmak ne zor şeymiş meğer! Bir gün Almanların pabucunu yalayan ertesi gün İngilizlere takla atan, daha ertesi gün de Amerika’ya kavuk sallayan soysuzlar gibi olmak istemedik. Yalnız ve yalnız bir tek milletin önünde secdeye vardık. O da kendi cefakeş milletimizdir. Meğer ne büyük günah işlemişiz! Kanunlu, kanunsuz baskılar altında ezile ezile pestile döndük. Bugünün itibarlı kişileri gibi keseleri doldurmadık, makam peşinde koşmadık. İç ve dış bankalara para yatırmadık. (...) Bütün kavgamızda kendimiz için hiçbir şey istemedik. Yalnız ve yalnız bu yurdun bütün yükünü omuzlarında taşıyan milyonlarca insanın derdine derman olacak yolları araştırmak istedik. Bu ne affedilmez suçmuş meğer. (...) Çalmadan çırpmadan, bize ekmeğimizi verenleri aç, bizi giydirenleri donsuz bırakmadan yaşamak istemek bu kadar güç, bu kadar mihnetli, hatta bu kadar tehlikeli mi olmalıydı?“ Tam 60 yıl önce yazılmış olan bu yazıyla Dink’in son yazısı arasında aynı türden, son bir yardım çağrısı paralelliği kuruyorum ister istemez. Sabahattin Ali, esrarı hâlâ çözülemeyen bir yerde ve biçimde katledildi. Katil, ordudan silah kaçakçılığı suçlamasıyla atılmış ve hapis yatmış bir sabıkalıydı. O da aynı Dink’in katili gibi Ali hakkında hiçbir şey bilmiyordu. İfadesinde, “Ben kendisini adi suçlu, kaderin cilvesine uğramış sanırdım. Konuşurken gördüm ki öyle değilmiş...” demişti. Bulgaristan sınırında oturup Ali ile hasbıhal ettiğini ve onun komünist olduğunu anlayınca öldürdüğünü iddia eden bu cahile hangi hâkim inanabilirdi? Zaten mahkeme hafifletici sebepler buldu ve katil hapse girdikten 21 ay sonra 1950 yılı affıyla tahliye edildi.
Bugünlere nasıl gelindi? - Sabahattin Ali’yi öldürenlerin ve ölüm emrini verenlerin kim olduğu hiç ortaya çıkmadı. - 1948’de öldürüldüğünde CHP iktidardaydı, cumhurbaşkanı İsmet İnönü’ydü. - Annesi ve eşinden cesedi teşhis etmeleri istenmedi. - Cenaze töreni yapılmadı. Nereye gömüldüğü bilinmiyor. Mezarı yok. - Şahsi eşyaları hiçbir zaman ailesine teslim edilmedi. - Eşi Aliye Ali’nin avukatları ve dostları İsmail Hakkı Balamir ile Niyazi Ağırnaslı’ya emniyet tarafından “bu işi kurcalamamaları” uyarısı yapıldı. - Kitapları 1965’e kadar hiçbir yayınevi tarafından yayımlanmadı. - Sabahattin Ali öldürüldüğünde 42 yaşındaydı. Sabahattin Ali dosyası kapanıp üzerine korku tohumları ekilmeseydi, sonraki yıllarda işlenen siyasi cinayetlerin üzerine cesaretle ve kararlılıkla gidilseydi Türkiye bugün canilerin kahraman gibi kol gezdiği bir ülke olur muydu? Türkiye’nin bugün insanın fena halde canını yakan tablosu şudur: Bu ülke en değerli, cesur ve kaliteli evlatlarını yok eder. Onlara tahammülü yoktur. Sanki lanetli, insan yiyen bir canavar, sürekli yeni kurbanlar ister.
MİLLİYET | |
| | | ZOZANB Kıdemli Uye
Mesaj Sayısı : 234 Yaş : 114 Yer : BAZAN ORDAN BAZAN BURADAN Meslek : BEKLEMEK Kisiel Rutbe : DÜNYA HEP ALEVİLERLE GÜZEL Kayıt tarihi : 25/01/07
| Konu: Geri: DİNK CİNAYETİNDEN SONRA OLUŞAN ORTAM 6/2/2007, 16:29 | |
| kan sesi HİÇBİR şeye bu kadar çok heveslenmediler.
Ancak "Ogün Samast" olmaya heveslendiler. Maçlarda binlercesi "Hepimiz Ogün Samast’ız" diye bağırıyorlar.
Demokrasi mücadelelerini sevmediler.
Gericiliğe ve irticaya karşı tepki göstermeyi sevmediler.
Temiz toplum istemeyi sevmediler.
Soygunlarla-hırsızlıkla kavga etmeyi sevmediler.
Bir tek gün olsun yoksulluk için, açlık için ağızlarını açmadılar, güçsüz yoksullar adına haykırmayı sevmediler.
Ama "birer Ogün Samast olmaya" bayıldılar.
Hafta sonları tribünlerde "Hepimiz Ogun Samast’ız" diye bağırıyorlar avaz avaz.
Ogün Samast; katil...
"Hepimiz Ogün Samast’ız" diyorlar.
Ve ne kadar da çoklar.
Bin, iki bin, üç bin, on bin, yüz bin...
*
Biz geri zekálılar da "derin devlet"i, "katil kim"i, "dış mihraklar"ı, "gizli örgütler"i, "cinayetin arkasındaki sır"rı tartışıyoruz.
Oysa gerçek orada bağırıyor:
"Hepimiz Ogün Samast’ız..."
Kimisi katilin beyaz beresinden bulup kafasına dahi geçiriyor, daha da iyi benzemek ve daha da onun gibi olmak için...
Her taraf onlarla dolu, etrafınıza bakın.
Ben kimi zaman onlarla karşılaştığımda "birazdan bağıracak" diye beklerim. Zaten o da "bağırsam mı?" diye etrafına bakınır, anlarım.
Bu tribünlerde gördükleriniz bağırma olanağı bulanlar.
Birer "Ogün Samast" olduklarını haykırıyorlar.
Ogün Samast; katil...
Donanımlı, kültürlü, akıllı, bilinçli, birer iyi vatandaş olmak... Ülkelerinin ve ailelerinin gurur duyacağı birer kimlik sahibi olmak için hiçbir zaman tepkileri yok.
Adam olmak için bir gün olsun bağırmış değiller...
İnsan olmak umurlarında değil...
"Ogün Samast olmak" istiyorlar.
Ve bağırıyorlar hep birlikte:
"Hepimiz Ogün Samast’ız..."
İyi haltsınız...
Bu ülkeye barışın, sevginin hiçbir zaman gelmeyeceğinin gür sesidir o, dinleyin...
Kan sesi... bekir çoşkun hürriyet | |
| | | pastoralsenfoni Yenı Uye
Mesaj Sayısı : 40 Yaş : 40 Meslek : öğrenci Kayıt tarihi : 25/01/07
| Konu: Geri: DİNK CİNAYETİNDEN SONRA OLUŞAN ORTAM 6/2/2007, 19:28 | |
| - ZOZANB demiş ki:
- kan sesi
HİÇBİR şeye bu kadar çok heveslenmediler.
Ancak "Ogün Samast" olmaya heveslendiler. Maçlarda binlercesi "Hepimiz Ogün Samast’ız" diye bağırıyorlar.
Demokrasi mücadelelerini sevmediler.
Gericiliğe ve irticaya karşı tepki göstermeyi sevmediler.
Temiz toplum istemeyi sevmediler.
Soygunlarla-hırsızlıkla kavga etmeyi sevmediler.
Bir tek gün olsun yoksulluk için, açlık için ağızlarını açmadılar, güçsüz yoksullar adına haykırmayı sevmediler.
Ama "birer Ogün Samast olmaya" bayıldılar.
Hafta sonları tribünlerde "Hepimiz Ogun Samast’ız" diye bağırıyorlar avaz avaz.
Ogün Samast; katil...
"Hepimiz Ogün Samast’ız" diyorlar.
Ve ne kadar da çoklar.
Bin, iki bin, üç bin, on bin, yüz bin...
*
Biz geri zekálılar da "derin devlet"i, "katil kim"i, "dış mihraklar"ı, "gizli örgütler"i, "cinayetin arkasındaki sır"rı tartışıyoruz.
Oysa gerçek orada bağırıyor:
"Hepimiz Ogün Samast’ız..."
Kimisi katilin beyaz beresinden bulup kafasına dahi geçiriyor, daha da iyi benzemek ve daha da onun gibi olmak için...
Her taraf onlarla dolu, etrafınıza bakın.
Ben kimi zaman onlarla karşılaştığımda "birazdan bağıracak" diye beklerim. Zaten o da "bağırsam mı?" diye etrafına bakınır, anlarım.
Bu tribünlerde gördükleriniz bağırma olanağı bulanlar.
Birer "Ogün Samast" olduklarını haykırıyorlar.
Ogün Samast; katil...
Donanımlı, kültürlü, akıllı, bilinçli, birer iyi vatandaş olmak... Ülkelerinin ve ailelerinin gurur duyacağı birer kimlik sahibi olmak için hiçbir zaman tepkileri yok.
Adam olmak için bir gün olsun bağırmış değiller...
İnsan olmak umurlarında değil...
"Ogün Samast olmak" istiyorlar.
Ve bağırıyorlar hep birlikte:
"Hepimiz Ogün Samast’ız..."
İyi haltsınız...
Bu ülkeye barışın, sevginin hiçbir zaman gelmeyeceğinin gür sesidir o, dinleyin...
Kan sesi...
bekir çoşkun hürriyet bu nasıl zavallı zihniyettir,bir katili sahiplenmek,onun adını bağırmak hangi zavallının işidir.ırkçılığın insanları nereye getireceğini görüyorum ve gerçekten üzülüyorum.yazık böyle insanlara. yazarın ellerine sağlık. | |
| | | tsira Yenı Uye
Mesaj Sayısı : 6 Kayıt tarihi : 25/01/07
| Konu: Geri: DİNK CİNAYETİNDEN SONRA OLUŞAN ORTAM 6/2/2007, 20:35 | |
| Yine buna benzer bir yazıyı da Can Dündar yazmış.Paylaşmak istedim. Yeni hayaller lazım
Bir arkadaşım anlattı: Hrant Dink'in cenazesinde 100 bin kişi "Hepimiz Ermeniyiz" diye yürüdü ya... Gösteride görevli bir polis memuru, yanındakinin kulağına eğilip hayretle şöyle demiş: "Amma da çok Ermeni varmış Türkiye'de..." *** Önceki gün Afyonkarahisar ****** Stadı'nda, tribünler Hrant'ın katilini destekleyen sloganlarla "Hepimiz Ogün'üz" diye bağırınca, bazıları ona özenip beyaz bere takınca, benim zihnimde de benzer bir hayret nidası belirdi: "Amma da çok katil varmış Türkiye'de..." *** Her ülkede siyasi cinayetler olabilir. En uygar toplumlarda bile aydınlar, gazeteciler, siyasetçiler öldürülebilir. Dink cinayeti bizi dehşete düşürdüyse de hayrete düşürmedi; bir mukadderat gibi biliyoruz Türkiye'de muhalif olmanın bedelini... Sistemin serseri mayınlarını, polisin koruma kalkanlarını, jandarma-polis kavgalarını, istihbarat kirliliğiyle hava bulandırma çabalarını da maziden tanıyoruz. Burada belki bilmediğimiz; bilsek de kabullenemediğimiz şey, insanlık dışı bir barbarlığın, tribünler dolusu insanın alkışına mazhar olabilmesi... Bir hain cinayetin topyekûn üstlenilmesi... Bu vicdansızlığı -tahlil etmek mümkünse de- hazmetmek zor. Yara, asıl orada kanıyor. *** 10 yılda 15 milyon işsiz yarattık her yaştan... Kazara bir işi olsa da mesleği olmayan, yarın umudu taşımayan, yılgın, umutsuz, çaresiz, öfkeli, bağnaz kalabalıklar... Yaşadığı kuşatılmışlığın hıncını kendisini kuşatan sisteme değil, o sistemin diğer kurbanlarına yönelten çaresizler... Celladına âşık cellat adayları... Nasıl olup da böyle "katilsever"lere dönüşebildiler? Başta "bütün dünyanın saydığı bir başkumandan" olmadığından mı? Siyasal bilinç, apolitik gözbağları sayesinde nicedir yerini kör inanca bıraktığından mı? Katillerin, televizyon dizisinde, siyaset sahnesinde, sokakta, mahkemede, üniversitede kahraman muamelesiyle itibar görmesinden mi? Sosyal devlet toprağa gömüldüğünden beri bir silah edinmek bir krampon almaktan kolay hale geldiğinden mi? Umarsız kitlelere istikbal heyecanı verecek bir sosyal çalışma, bir politik hareket, bir atılım projesi olmadığından mı? Yoksa Brüksel hayalinin alternatifi Beyrut kâbusu mu? *** Geçen hafta Dink'in katillerinin peşindeydik. Bu hafta tribünler dolusu katil adayıyla karşı karşıyayız. Siyasetin görev sahasından toplumbilimin uzmanlık alanına geçtik. "Biz öldürdük" diye gururla bağıran kitleler ortadayken, tetiği kimin çektiği, kimin hangi karakolda onunla fotoğraf çektirdiği önemini kaybetti. Şimdi siyasetçilerin, sivil toplum örgütlerinin, sosyal politika uzmanlarının, sanatçıların, işadamlarının, akademisyenlerin herkesin, herkesin buluşup kafa kafaya vererek düşünme, ortak projeler üretme ve en zor soruya cevap verme zamanıdır: Hangi yitik hayaller, bugünün Yasin Hayallerini doğurdu? Yeni Yasin Hayallerin yerine hangi yeni hayalleri koyabiliriz? CAN DÜNDAR Milliyet | |
| | | Serkan_Devrim Can
Mesaj Sayısı : 89 Yaş : 41 Yer : iZMİR Meslek : öğrenci Kisiel Rutbe : Devrim Kayıt tarihi : 25/01/07
| Konu: Geri: DİNK CİNAYETİNDEN SONRA OLUŞAN ORTAM 6/2/2007, 21:25 | |
| - pastoralsenfoni demiş ki:
- Serkan_Devrim demiş ki:
- pastoralsenfoni demiş ki:
- Son Yaprağıydı demiş ki:
- Selim sence o adam utanır mı? hayııııııııır:) ya bi de şu hepimiz ermeniyiz sloganna takan insanları anlayamıyorum,tamamen iyi niyetle söylenmiş bir şey..neden bu kadar abartıyolar anlamadım:evil:
bu slogana takanların bazılarında kasıt aramak çok yanlış.ben ırkçılığa karşı bir insanım orada da bazı kesim ırk üzerinden bağırdı.yani sen ermeniyiz diye ırk üzerinden siyaset yaparsan yobaz,kafataşçı insanlarda bu siyaseti devam ettirir.amaç orada ermenileri anmak değildi,orada amaç katledilen düşünceleri susturulan hrant dink 'i anmaktı. yani ben abartıyorum çünkü milliyetçilik fikri acayip yükselişte ve çoğu insan bunun üzerinden siyaset yapmaya başladı.bu durum büyük zararlar doğurur.yani bu açıdan bence abartılacak bir durumdayız.bir değer yükselecekse bu demokrasi,laiklik olmalı şimdilik. sevgili pastoralsenfoni, burda iki şeyi ayırmak lazım. ırkçılık ve milliyetçilik her mana da kötüdür ve yükselişte olduğu kesin. ancak ezilen bir ulusun eilmişliğe karşı kökenini savunması ırkçılık değildir. vede yalnışta değildir. örneğin; bir Arap olarak yaşasın Araplık dememin bir manası yoktur. ancak misal ülkemde Arap kültürümü sindirmeye çalışan bir durumla karşılaşırsam buna karşı kültürümü koruma adına Araplığımı ön plana çıkarırım. tıpkı Osmanlı devrinde Türk olmanın eziklik olması karşısında, ******'ün Kültüre dönüş ve ümmetçi yapıyı yıkış amaçlı milliyetçiliği gibi. bu çok tartışıldı. ******'ün milliyetçiliği ve neden bu yola başvurduğu hiç anlaşılamadı.
bu olayda Ermeni asıllı öldürülen Hrant Dink, Ermeni olduğu için öldürüldüyse, bu noktada Ermeni değerlerini savunmak gerekir ve hepimiz Ermeniyiz sloganı doğrudur.
sevgili serkan
milliyetçilik konusuna bakış açımız aynı onda bir sorun olduğunu düşünmüyorum.ben diyorum ki insanlar sindirilerek susturuldu,insanlar pusuya düşürüldü,katledildi,düşüncelerin önü kesildi...bütün bunların genelde sebebi milliyetçiliktir.halkların kardeşliğinden bahsediyorsak,insanlar orada (insanların niyetinde kasıt aramıyorum kesinlikle) kardeşlik adına slogan atmaları gerekirdi.zaten ermeniliği yücelten ya da türklüğü yücelten bir sürü gericiler var.bunlar ırk üzerinden yeterince konuşuyorlar.bize düşen bütün halklar,bütünün düşünenler bütün aydınlar için bağırmak.
bence zaten orada insanlar tek vücuttu.bu harika bir ileti idi. zaten atılan slogan halkların kardeşliği sloganıydı. bir Arap olarak bende Ermeniyim diyorsam, Ermeni halkını kardeşim görmemdendir. burda tepki öldürülen bir Anadolulunun Ermeni olduğu için öldürülmesine tepkidir. | |
| | | | DİNK CİNAYETİNDEN SONRA OLUŞAN ORTAM | |
|
| Bu forumun müsaadesi var: | Bu forumdaki mesajlara cevap veremezsiniz
| |
| |
| |